🐑 Çorba mı, Şifa mı?
Çorba deyince çoğu insanın aklına mercimek ya da tavuk suyu gelir. Ama kelle paça, başka bir dünya.
Kuzu kelle paça; ilik, et, deri ve kemiğin dansıdır.
Ve biz Mezopia’da bunu sadece pişirmiyoruz, yaşatıyoruz.
Bugün sana, hem bu çorbanın nasıl yapılacağını, hem de neden bu kadar önemli olduğunu anlatacağım.
Çünkü kelle paça sadece bir çorba değildir.
O bir gelenektir, sabırdır, şifadır.
Ve biz onu dışarıdan değil, kendi suyundan yaparız.
Malzemeler ve Seçim: Her Kelle Kelle Değildir
Öncelikle malzeme önemli.
“Ne bulursan at kazana” anlayışı kelle paçayı bozar.
Kaliteli bir kelle paça için:
-
Kuzu kelle (1 adet, tercihen 6-8 aylık kuzu)
-
Kuzu dil (isteğe bağlı, genelde tok bir aroma verir)
-
Kuzu ayak (kolajen desteği için eklenebilir ama bizim tarifte kullanılmaz)
-
Doğal limon (sirke değil!)
-
Sarımsak
-
Tuz
-
Karabiber – isteğe bağlı pul biber
-
Defne yaprağı – hafif aroma için
Temizlik: Lezzetin Temeli
İyi bir kelle paça önce temizlikle başlar.
Kellenin içindeki tüm zarlar, tüyler, göz çeperleri ve kulak arkası yağları itinayla kazınır.
Bizim usulde:
-
Kelle önce bol su ile yıkanır.
-
Sonra sıcak suda kısa süre tutulur ve dış yüzeydeki kalıntılar temizlenir.
-
Beyin çıkarılmaz – suya lezzet katar.
-
Gözler, dileyene özel olarak sunulur, çünkü lezzeti ayrıdır ama her damak sevmez.
Pişirme Süreci: Sabırla Gelen Şifa
Kuzu kelle paçanın farkı, suyunun dışarıdan eklenmemesi.
Sadece kelle ve dilin bıraktığı özle pişirilir.
Pişirme sırası şöyle:
-
Derin bir tencereye kelleyi yerleştir.
-
Üzerini 2 parmak geçecek kadar soğuk su koy. (Bu su zamanla azalır ama asla yenilenmez!)
-
Kaynama başladığında çıkan köpükler alınır.
-
Ateş düşürülür, orta kısık ateşte 5-6 saat pişirilir.
-
Suyun rengi altın sarısı, kıvamı jelatinli olmalıdır.
-
Tuz, limon ve sarımsak en son eklenir.
Not: Düdüklü tencere kullanımı, şifa ve aroma açısından önerilmez. Çünkü kemik içeriği tam çözülmeden yüksek basınçta tat kaybı olur.
Neden "Kendi Suyundan"?
Bazı işletmeler kelle paçayı dana ilik suyu ya da tavuk suyuyla destekler.
Ama bu, yemeğin doğasını değiştirir.
“Kendi suyundan” pişirmek demek:
-
Doğal kolajen elde etmek
-
Tat yoğunluğu yaratmak
-
Sindirim dostu ve tıbbi faydaları yüksek bir çorba sunmak demektir
Üstelik bu yöntem, yüzlerce yıllık Osmanlı mutfak geleneğinin bir parçasıdır.
Hekimbaşı risalelerinde bile kelle paçanın “kendi suyu” vurgulanır.
Faydaları: Sadece Mideye Değil, Bütüne
Kelle paça çorbasının yararları saymakla bitmez ama biz yine de listeleyelim:
-
Kolajen deposu: Eklemler, cilt, saç ve bağırsak sağlığı için birebirdir.
-
Bağışıklık destekçisi: Özellikle mevsim geçişlerinde vücuda direnç kazandırır.
-
Uzun tok tutar: Protein yoğunluğu yüksektir.
-
Akşamdan kalmalara birebir: Boşuna sabah 4’te tüketilmiyor!
-
Beyin – sinir sistemi dostudur: B12 ve çinko içerir.
Sunum: Sadelik, Zarafet, Saygı
Biz Mezopia’da kelle paçayı şöyle sunarız:
-
Kemikten sıyrılmış halde, kase içinde jölemsi kıvamda
-
Yanında limon, sarımsak sosu ve isteğe göre pul biber
-
Ekmek tercihi: ince dilim fırınlanmış köy ekmeği
-
Bazı müşterilere, özel olarak kelleden çıkan “çene eti” veya “göz yağı” ayrı sunulur
Müşteri Soruları ve Efsaneler
“Bu çorba kokmaz mı?”
Hayır. Temiz kelle ve iyi pişirme süreciyle kokusuzdur.
“Beyni çıkarıyor musunuz?”
Hayır, beyin suya kıvam verir. Ama tabağa istemeyen müşteriye servis etmeyiz.
“Kuzu ağır olmaz mı?”
Kuzu, dana kadar ağır değildir. Lezzeti daha hafif ve aromatiktir.
“Neden tavuk suyu katmıyorsunuz?”
Çünkü bu kelle paça. Tavuk değil. Kimlik bozulmasın.
Çorba mı? Hayır. Bir Kültür.
Kuzu kelle paça, sabırla yapılan, saygıyla sunulan bir yemektir.
Kazanda 6 saat kaynayan kelle sadece et değil;
bir mahallenin, bir geçmişin, bir emeğin hafızasıdır.
Bunu anlamak için tek yapman gereken, o kaseden bir kaşık almak.
Sıcaklığı dudaklarını değil, ruhunu yakacak.
Kuzu kelle paça, dışarıdan su ya da aroma eklenmeden, yalnızca kendi suyuyla yapılan nadir yemeklerden biridir. Özellikle kolajen, çinko, B12 gibi şifalı içerikleriyle sadece mideyi değil, tüm bedeni onaran bir çorbadır. Mezopia’da bu çorbayı sabırla, gelenekle, ama modern hijyenle pişiriyoruz.
Kelle paçayı anlamak için sadece tat almak yetmez; biraz tarih, biraz sabır, biraz da niyet gerekir.
Biz de işte bu yüzden, çorbamızla beraber bir hikâye de sunuyoruz.
“Gece gelen misafir, kazanın sırrına en yakın olanıdır.”
Ve o sır, kendi suyundadır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunu bekliyorum!
Bu yazıyla ilgili düşüncelerini, eklemek istediklerini ya da kendi deneyimlerini aşağıya yazabilirsin.
Soruların varsa seve seve cevaplarım.
Beraber daha fazlasını öğrenmek için yorumlarda buluşalım!